5 Mayıs 2007 Cumartesi

YAZ GELMİŞ DOSTLAR!

bugün bütün gün parktaydık.özlemişim ık havada oturmayı.tabi yalnız değildim.milan,songül,sema,kıymet,kezban ve ben.arkadaşlar birbirlerine dolar verdiler, ben de onları seyrettim.daha sonra semaver söğledik.okadar güzel bir hava vardı ki.bir yandan konuştuk bir yandan çayımızı içtik.yanında bi çekirdek eksikti.sonradan aklımıza geldi.neyse



önümüz yaz..çok çekirdekler yeriz, çok çaylar içeriz o parkta.

29 Nisan 2007 Pazar

ekders ücretlerime dokunma!

25 nisan'da yaptığımız sevk eylemi yaptık.ama ne eylemdi!ama erhan beyin hakkını yememek lazım.ortamdaki yığını coşturdu.buradan kendisini kutluyoruz.
bendeniz görevini layığıyla yapmaya çalışan bir öğretmenim.bunu niye söylüyorum .okuldaki öğretmenlerimize sevk alıyor musunuz diye sorduğumda , 'öğrenciler geri kalır' diye yanıt alıyorum öğretmen arkadaşlarımdan. bu arkadaşların sınıfta neler yaptığını bilemeyiz.öğrencileri nereye yetiştirmeye çalıştıklarını da.hizla küreselleşen,bilgiye erişmenin artık çok kolay olduğu dünyamızda,bilgiyi beyinlere depolamak yerine onu nereden bulabileceğini öğretebileceğimiz çocuklarımızı nereden ve neden geri bırakıyoruz?bunu anlamak zor.bunun şöyle bir açıklaması olabilir.biz öğretmenler teknolojiden çok uzağız.eksik taraflarımız ,güdük yanlarımız çok.işte bu güdüklüklerimizi işimizle kapatmaya çalışıyoruz.iki öğretmen bir araya gelse tek konu öğrencileri.sosyal hayat sıfırın altında.neyse bizim okuldakilere dönelim.onlarda bir gün sevk alsalardı,çocuklar' yaşasın bugün okul yok ' diye çığlık atsalardı ,hafta içi birün tatil yapsalardı fena mı olurdu?
hem amerikan gülüne hemde okulumuzdaki güllere tepki olsun diye şahsen üç gün rapor aldım.çok da iyi ettim.tembellik yaptım.kendimi iyi hissetmiyordum.bol bol dinlendim.
her neyse bunlar gelip geçici şeyler,önemli olanlarsa dostluklar.
işte bütün bu yukarıdakiler olup biterken, bendeniz muallimenin kalbini kırmakla meşguldüm birde.hemde okadar önemsiz bir şeyden.kendisinden özür diliyorum.

19 Mart 2007 Pazartesi

günüm çok kötü geçti.okulda nöbetçiydim.sürekli olarak etrafındakilere bağıran bir tip.koridorda koşmayın! sınıfta oyun oynamayın!oğlum acele et! kızım yüksek sesle konuşma!nereye gidiyorsun, zil çaldı gibi.bunlara benzer bir sürü kızgın,bağırmaklı,anlamsız belki gereksiz bir sürü cümle döküldü ağzımdan.eve geldim, koltuğa yığıldım.neden bu kadar yorgundum?okulda yaşadıklarımı düşündüm.verdiğim hayat bilgisi performans ödevini iki öğrenci yapmamıştı,diğerleride savsaklamıştı.sadece bir öğrencim tam anlamıyla yapmıştı.neden oyaptı da diğerleri önemsemedi?üstelik bir aya yakın bir zaman tanımıştım.buna benzer örnekler çoğaltılabilir.bir öğretmen neden yapılmayan bir ödev ya da yerine getirilmeyen sorumluluklarda bu kadar sarsılır.bu kadar sinirlenir.bu çocukları aileleri bile bu kadar önemsemezken...belki de aileler sahiplenmediği için acıyoruz, sahip çıkmaya çalışıyoruz o çocuklara. sahipleniyoruz,evet. çünki sahip olduğumuz bu sınıf,bizim ileride egomuzu tatmin edecek.meslekteki başarımız sınıfımızla değerlendirilecek.ama bu doğru mu? tabiki değil .başarıda bir çok faktör rol oynuyor.işte burada profesyonellik devreye girmeli.ve bir daha çıkmamalı.

10 Mart 2007 Cumartesi

8 mart dünya emekçi kadınlar günü ile ilgili ,bügün küçük çaplı bir basın açıklamamız vardı.üç beş kadın toplandık.slogan atışlarımızdaki ses tonumuz bile, kadınlarımızın toplumdaki yerini anlatmaya yetiyordu.cansız,silik,kendine güvensiz,korkak ve utangaçtı.bir ara önümdeki kader mağduru arkadaş(çok bağırmış olmalıyım ki) arkasına dönüp baktı.bu da kim diye.bir ara yanıma bir teyze yaklaştı.kızım burada ne oluyor diye sordu gülümseyerek.ben de aynı gülümsemeyle yanıtladım sorusunu.eylemimiz davul zurna eşliğinde sona erdi.
daha sonra hemcinslerimle sendikada çay içip lafladık.aslında tam bir park havası vardı ama...
akşam öğrendim ki arkadaşım mullimenin doğum günüymü
ş.sevgili muallime iyi ki doğdun.iyi ki varsın.eşit, özgür,mutlu bir yaşam
dileğiyle.
bu arada tülay ile özgür birbirlerine girdiler.onları ayırmaya çalışıyorum...

4 Mart 2007 Pazar

uzuuuuun bir aradan sonra tekrar merhaba! yaşam telaşesi işte .dün oğluma bir balık aldım.cinsi beta .betalar tek başına yaşarlarmış. şu anda bir oyana bir buyana süzülüyor.ona gözümüz gibi bakıyoruz.tülay diyor ki onunla konuşmalıymışız.

23 Şubat 2007 Cuma

merhaba

artık benim de bir sayfam var, şu internet aleminde. katkılarından dolayı erhan kardeşe ve erhanı sürekli dürtükleyen çok sevdiğim muallime'ye ve tüm çorum halkına teşekkürlerimi bir borç bilirim. artık bir kek de yaparız icabında.
selam